Oyunda Oyun: Postmodern Roman
1960′lı yıllarda estetik modernlerin seçkinci ciddiyetine karşı sanat/ edebiyat alanından gelen bir başkaldırı niteliğindeki postmodernizm kaynağı, çoğulculuktur. Bünyesinde çok sesliliği ve bu çok sesliliğin eylemsel özgürlüğünü barındıran bu kavramda sanat estetiğinin ölçütü, şu anda ve buradadır. Sıradışı/ alışılmamış önceki metinleri kullanır; ancak onların inşa edildiği biçimsel ve biçemsel dizgeyi, tek ve mutlak olmayı eleştirir. Özgün olma tezine, seçkinciliğe, misyona, sanata, tarihselliğe, evrenselliğe, bütünselliğe, Batı benmerkezciliğine karşıdır; taklit ve popülizm, mekansallık, yerellik, üçüncü dünyacılığı, belirsizlik ve kararsızlığı benimser. Toplum değil, sanatçının bilinci belirleyicidir; gerçeklik yansıtılmaz ve açık uçlu kavranır; yüksek sanat ile kitle sanatı ayrımı ortadan kalkar; hümanist değerlerden ve yapısallıktan arındırılmış kişilik belirleyici olur; taklit ve yapıştırma sanatsal yapıtın üretilmesinde ön plana geçer. Her zamansal/ tarihsel süreç, kendine özgü ve tekrarlanamaz sanatı yaratır algısını kıran postmodernizm diğer -izmler gibi temel ilkelere sahip değildir. Kuramın mottosu anything goes/ her şey gider şeklindedir.
Satın Al